Ana içeriğe atla

Kayıtlar

MİDE AMELİYATI SONRASI BESLENME TAVSİYELERİ (DUMPİNG DİYETİ)

Midenin bir bölümün veya tamamının çıkarıldığı ameliyatlar sonrasında yiyecekler tüketildiği gibi ince bağırsağa geçiş yapar. Bu durum hastalarda bazı şikayetlere sebebiyet verir. Karın ağrısı, dolgunluk hissi, bulantı, kusma, sıcaklık hissi, terleme, yorgunluk, halsizlik, yüzde kızarıklık, çarpıntı, ishal, hipertansiyon, kan şekerinde ani yükselme gibi şikayetler yaşanması oldukça normaldir. Bu rahatsızlıklar ameliyatı takiben 2-5 yıl kadar sürebilir. Ancak bu süreci daha konforlu geçirmek için beslenmenizde dikkat etmenizi önerdiğim önemli noktalar vardır.  Öğünlerinizi küçük miktarlara bölerek ve yayarak tüketin. 3 ana 3-4 ara öğün tüketmek iyi gelecektir. En önemli kural çok iyi çiğnemektir. Ağzınıza aldığınız lokmayı 20-25 kere çiğneyin. Ağzınızda iyice erisin. Oldukça yavaş yemek yemeğe çalışın.   Şeker ve şekerli besinleri tüketmeyin. Proteinli besinleri tüketmeniz çok önemli. Yemeğinize ilk proteinleri yiyerek başlayın (yumurta, peynir, yoğurt, kıyma, tavuk gibi) Yeme...
En son yayınlar

SİBO DİYETİ ( FODMAP)

SİBO(small intestinal bacterial overgrowth) , ince bağırsakta aşırı miktarda koliform bakteri çoğalması ile oluşan bir rahatsızlıktır. Teşhisini gastroloji hekimi ile koyduğumuz bu hastalık, karında gerginlik, sancı, sürekli tekrarlayan gaz, ishal şikayetleri ile kendini belli eder.   Rahatsızlığın tedavisinde beslenmenizin değişmesi oldukça önemlidir. Konusunda uzman bir hekim ile gerekli antibiyotik tedavisinin yapılmasının ardından mutlaka bir diyetisyenden destek alarak SİBO diyeti uygulamalısınız. Bu diyetin temel amacı ince bağırsaklarınızda gereksiz bakteri çokluğunu azaltmak ve yeni bakteri yükü bindirmemektir. Bu amaçla bakteri üremesini destekleyecek besinlerin belli bir süre ile (en az 15 gün) beslenmenizden çıkarılması gerekir. Bu diyete FODMAP diyeti denir ve beslenmenizden çıkarılması gereken besin bileşenlerinin baş harfleri ile anılır. F:  Fermente ürünler O:  Oligosakkaritler D:  Disakkaritler M:  Monosakkaritler A : ve P:  Poliyoller F...

KEÇİBOYNUZU

Keçiboynuzu, Akdeniz ikliminde yetişen baklagil familyasına ait bir bitkidir. Koyu kahverengi ve uzun bir görüntüsü olan bu meyvenin içinin şekerli bir tadı vardır. Oldukça zengin posa içeriği olan bu meyve, özellikle çözünmez posa kaynağıdır. Meyvenin içinde bulunan fenolik bileşikler sayesinde kuvvetli antioksidan özelliktedir. E ve C vitamini, potasyum, magnezyum, demir, kalsiyum gibi mineralleri içinde barındırır. Ülkemizde keçiboynuzunun hem meyvesinin kuru haline, hem ununa hem de pekmezine ulaşmak mümkündür. Bu ürünlerin her biri oldukça faydalıdır. Özellikle keçiboynuzunu ham hali ile tüketemeyenler için un halinde tüketimi oldukça pratik ve kolaydır. 100 gr meyve veya 100gr keçiboynuzu unu 222 kkal’dir. Keçiboynuzunun düzenli tüketiminde LDL kolesterol düzeyinde düşüş, HDL kolesterol düzeyinde yükseliş görülmektedir. Dolayısı ile günlük beslenmemize 10gr kadar eklenmesinin bile kalp-damar sağlığı açısından faydaları olacaktır. Hiperkolesterolemi, hipertrigliserideminin diyet t...

İNSÜLİN DİRENCİ OLUP KİLO VEREMEYENLER: BU KURALLARA UYANLAR ZAYIFLIYOR

  Son zamanlarda kilo aldınız, göbeğiniz çıktı ve özellikle beliniz kalınlaştı ise dikkat etmelisiniz. Çünkü bel kalınlığı insülin direncinin habercisidir. İnsülin direnci olan birinin iştahı açıktır ve zor kilo verir. Hal böyle olunca kişi sevimsiz bir kısır döngünün içine girer. Kilo vermeye çalışırken açlık çeker,   canı şekerli şeyler ister, diyet yapmasına rağmen kilo veremez ve sonunda pes ederek kendini şekerli besinlere teslim eder. İşte aslında sıkıntı tam da burada başlar. Çünkü kısa bir süre diyet yapıp, yani düşük kalorili beslenip, ardından diyeti şekerli besinler ile bozmak hızlı ve kontrolsüz bir ağırlık artışına sebep olur. Peki ne yapmalı, bu kısır döngüden nasıl çıkmalıyız?  İnsülin direncinin 3 ayaklı bir tedavisi vardır. 1. ayak medikal tedavi yani ilaç tedavisidir. 2. ayak tıbbi beslenme tedavisi yani diyettir. 3. ayak ise asla ihmal etmememiz gereken egzersizdir. Bu üçlü kombin tedavi kesintisiz ve muntazam şekilde uygulanmalıdır. Tabi bu tedavileri...