Ana içeriğe atla

KEÇİBOYNUZU


Keçiboynuzu, Akdeniz ikliminde yetişen baklagil familyasına ait bir bitkidir. Koyu kahverengi ve uzun bir görüntüsü olan bu meyvenin içinin şekerli bir tadı vardır.
Oldukça zengin posa içeriği olan bu meyve, özellikle çözünmez posa kaynağıdır. Meyvenin içinde bulunan fenolik bileşikler sayesinde kuvvetli antioksidan özelliktedir. E ve C vitamini, potasyum, magnezyum, demir, kalsiyum gibi mineralleri içinde barındırır.
Ülkemizde keçiboynuzunun hem meyvesinin kuru haline, hem ununa hem de pekmezine ulaşmak mümkündür. Bu ürünlerin her biri oldukça faydalıdır. Özellikle keçiboynuzunu ham hali ile tüketemeyenler için un halinde tüketimi oldukça pratik ve kolaydır. 100 gr meyve veya 100gr keçiboynuzu unu 222 kkal’dir.
Keçiboynuzunun düzenli tüketiminde LDL kolesterol düzeyinde düşüş, HDL kolesterol düzeyinde yükseliş görülmektedir. Dolayısı ile günlük beslenmemize 10gr kadar eklenmesinin bile kalp-damar sağlığı açısından faydaları olacaktır. Hiperkolesterolemi, hipertrigliserideminin diyet tedavisinde destek alınabilir.
Kabızlık şikayeti olanlar için doğal posa kaynağı olan bu meyve fayda sağlayabilir. Günlük düzenli tüketim oldukça önemlidir.
Tüketim yaşı yoktur. Çocuklar ve yaşlılar dahil olmak kaydı ile herkes tüketebilir.
Glutensiz beslenmede un niyetine kullanılabilir. Buğday unu kullanmadan sadece keçiboynuzu unu ile kek, kurabiye , pasta tabanı yapılabilir. 

KEÇİBOYNUZU UNUNU BESLENMEMİZE NASIL SOKABİLİRİZ? 

Kolaylıkla temin edeceğimiz bu unu mutfağımızda unun girdiği hemen hemen her yemeğe ekleyebiliriz. Bu un pişirilmeden de kullanılabilir.
*  Ekmek, kek, kurabiye, poğaça, krep, pankek yapımında kullanabiliriz.
* Yoğurt içine meyve doğrayıp üzerine 1 tatlı kaşığı kadar keçiboynuzu unu ekleyip ara öğün alternatifi yapabiliriz.
*Hazırladığımız kakaolu, sütlü tatlıların içine 2-3 kaşık kadar ekleyip karıştırabiliriz.
*Spor öncesi veya sonrası sütlü, yulaflı smotieler hazırlayıp içine karıştırabiliriz.
*Kahvaltılık olarak tükettiğimiz sütlü gevreğimizin içine karıştırabiliriz.

görsel "sağlıklımutfak.net" sitesine aittir.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

MİDE AMELİYATI SONRASI BESLENME TAVSİYELERİ (DUMPİNG DİYETİ)

Midenin bir bölümün veya tamamının çıkarıldığı ameliyatlar sonrasında yiyecekler tüketildiği gibi ince bağırsağa geçiş yapar. Bu durum hastalarda bazı şikayetlere sebebiyet verir. Karın ağrısı, dolgunluk hissi, bulantı, kusma, sıcaklık hissi, terleme, yorgunluk, halsizlik, yüzde kızarıklık, çarpıntı, ishal, hipertansiyon, kan şekerinde ani yükselme gibi şikayetler yaşanması oldukça normaldir. Bu rahatsızlıklar ameliyatı takiben 2-5 yıl kadar sürebilir. Ancak bu süreci daha konforlu geçirmek için beslenmenizde dikkat etmenizi önerdiğim önemli noktalar vardır.  Öğünlerinizi küçük miktarlara bölerek ve yayarak tüketin. 3 ana 3-4 ara öğün tüketmek iyi gelecektir. En önemli kural çok iyi çiğnemektir. Ağzınıza aldığınız lokmayı 20-25 kere çiğneyin. Ağzınızda iyice erisin. Oldukça yavaş yemek yemeğe çalışın.   Şeker ve şekerli besinleri tüketmeyin. Proteinli besinleri tüketmeniz çok önemli. Yemeğinize ilk proteinleri yiyerek başlayın (yumurta, peynir, yoğurt, kıyma, tavuk gibi) Yeme...

RAMAZANDA TATLIYI NE ZAMAN VE NASIL YİYELİM?

İftar sofrasının bir köşesinde tatlının yeri hep hazırdır. Gün içinde düşen şekeri dengeleyebilmek için vücudunuz, beyniniz kısacası bütün hücreleriniz size “tatlı ye!” komutu verir. Daha yemeği bitirir bitirmez tatlıya geçiyorsanız aman dikkat! Tatlının yeri ve zamanı vardır.  İftarda özellikle sakin sakin yemek yenilmesini tavsiye ediyorum. Orucumuzu açtıktan sonra 10-15 dakikalık bir mola verip ardından ana yemeğe geçmeliyiz. Ana yemeğimizi de sakince bitirip bol sıvı tüketmeliyiz. Mideden doyma sinyallerinin beynimize ulaşması en az 15 dakika sürer. Eğer siz bütün yemeğinizi 10 dakika içinde yiyip bitiriyorsanız yemekten tatmin olmanız çok zordur. Eğer yemek sürenizi 15 dakikanın üzerine molalar, dinlenmeler ile çıkarabilirseniz hem daha az besin tüketerek doyacaksınız, hem de mide şikayetleri yaşamayacaksınız.  İftar sofrasında meyve ve tatlı olmamalı! İftarınızı bitirdikten sonra vücudunuza, midenize en az 1 saat vakit tanımalısınız. Bu esnada kan şekeriniz düzelecek, m...

SAÇ DÖKÜLMESİNDE BESİNSEL NEDENLER

Saç dökülmesi bayanları da bayları da yakından ilgilendiren bir konu. Saç uzmanlarının söylemi günde 100 tel saçın dökülmesinin normal olduğu. Ancak saçların seyrekleşmeye başlaması, günde 100 telden daha fazla   telin dökülesi, saçın incelmesi doğal bir durum değil. Stres, yetersiz saç bakımı, kullanılan saç ürünlerinin uygunsuz oluşu saç dökülmesinde etken. Ancak beslenme de en az bu saydıklarım kadar saç sağlığında önemlidir. Saç, kaş,kirpik sağlığı denildiği zaman aklımıza gelmesi gereken belli başlı besin maddeleri var. Bunları şöyle sıralayabiliriz; ·          DEMİR Demir, en çok kırmızı et, ciğer, yumurta sarısı, hindi ve tavuk eti, pekmez ve kuru baklagillerde bulunan yaşamsal bir mineral. Bu mineralin eksikliği ne yazık ki ülkemizde her 2 kadından 1’inde görülüyor. Demir yetersizliği veya kansızlık durumunda saç, kirpik ve kaşlarımız bu durumdan hemen etkileniyor. Son zamanlarda yaşadığınız halsizlik, yorgunluk, uyku hali, şiddetlen...