Ana içeriğe atla

ÇAYDA SORUN YOK, YA İÇİNE ATILAN ŞEKERLER?



Çay milli içeceğimiz bunda hemfikiriz. Bende bir çay kolik olarak hiçbir hastama çay içmeyi yasaklamıyorum. Ama konu şeker olunca duruşum net, fikrim sabit : ÇAYA ŞEKER ATILMAZ!

İster ev hanımı olsun, ister çalışan biri, öğrenci, öğretmen, gezen, oturan hiç fark etmez. Herkes çay içmeyi seviyor.  Bizi dinginleştiriyor, mutlu ediyor. Çalışırken bir nefes aldırıyor. Yanına da hoş sohbet bir arkadaş bulduk mu daha ne isteriz.  Yani kısaca çay ile bir derdimiz yok. Benim bütün derdim o minik şekerlerle. 

Çayı şekerli içmeyi seven hastalarımda ilk iş kolları sıvayıp şekersiz çay içmeye alıştırmak oluyor. 1 hafta boyunca gelen çayların yanındaki şekerleri biriktiriyoruz. Haftanın onunda bir bakıyoruz ki şekerden bir dağ oluşmuş. Ne acı değil mi?

Peki çayı şekersiz içmeyi nasıl başarıcaz, bunun yöntemi var mıdır diye sorular duyuyorum. Şöyle anlatayım:  dilimizin üzerinde minik minik tat algaçları mevcut. Bu algaçların bir hafızası var. Yılların vermiş olduğu alışkanlıktan 1 günde kurtulmak tabi ki zor. Ama tat algaçlarının hafızasının pek kuvvetli olduğunu söyleyemem. İlk 1 hafta sizi oldukça zorlar. Hatta çaydan bile soğursunuz. Ama dayanın. Sabredin. 10. Günü devirdiğinizde çayın tadı güzel gelmeye başlayacak. Hatta 15. Günden sonra çaya şeker attığınızda garipseyip içemeyeceksiniz. 

Eğer çayınıza 2 şeker yada 1 tatlı kaşığından fazla şeker atan biri iseniz yöntemim biraz daha farklı.
Ilımlı kısma yöntemini deneyin. Yani 10 gün boyunca ısrarla kullandığınız şekerin yarısını kullanın. 15. Gün alışacaksınız merak etmeyin. 15. Günden sonra yine kullandığınızın yarısını kullanın. Bir 10 gün daha aynı yöntemi devam ettirin. En sonunda artık şekeri bırakma zamanı gelmiştir. Tebrikler.
Peki bir beslenme uzmanı olarak çaya atılan şekeri niçin sevmiyorum size bunu anlatayım. Şeker aslında hayatımızı devam ettirebilmemiz için dışarından almak zorunda olduğumuz bir madde. Şeker, tuz  ve su sayesinde yaşıyoruz bu doğru. Ama sofra şekeri yani çay şekeri ihtiyacımız olan şeker değil. Yani kan şekerimizi dengeleyebilmek için sofra şekerine ihtiyacımız yok. Şeker içeren diğer besinlere ihtiyacımız var. ekmek, baklagiller, bulgur, pirinç, meyve, süt ihtiyacımız olan şekeri içeren besinler. Sofra şekeri ise boş enerji kaynağı. İştahımızı açan,bizi yağlandıran, kilo aldıran, iç yalanmaya sebep olan, kanser hücrelerinin üremesine sebep olan bir madde. Peki bu maddeyi her gün her dakika çay gibi enfes bir içeceğin içinden almak sizce sağlıklı mı? 

Çayınıza şeker atmayın. Yeni demlenmiş mis gibi çayınızı sağlıkla yudumlayın. Ben mi napıyorum? Çayımın içine en son ne zaman şeker attığımı gerçekten hatırlamıyorum.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

MİDE AMELİYATI SONRASI BESLENME TAVSİYELERİ (DUMPİNG DİYETİ)

Midenin bir bölümün veya tamamının çıkarıldığı ameliyatlar sonrasında yiyecekler tüketildiği gibi ince bağırsağa geçiş yapar. Bu durum hastalarda bazı şikayetlere sebebiyet verir. Karın ağrısı, dolgunluk hissi, bulantı, kusma, sıcaklık hissi, terleme, yorgunluk, halsizlik, yüzde kızarıklık, çarpıntı, ishal, hipertansiyon, kan şekerinde ani yükselme gibi şikayetler yaşanması oldukça normaldir. Bu rahatsızlıklar ameliyatı takiben 2-5 yıl kadar sürebilir. Ancak bu süreci daha konforlu geçirmek için beslenmenizde dikkat etmenizi önerdiğim önemli noktalar vardır.  Öğünlerinizi küçük miktarlara bölerek ve yayarak tüketin. 3 ana 3-4 ara öğün tüketmek iyi gelecektir. En önemli kural çok iyi çiğnemektir. Ağzınıza aldığınız lokmayı 20-25 kere çiğneyin. Ağzınızda iyice erisin. Oldukça yavaş yemek yemeğe çalışın.   Şeker ve şekerli besinleri tüketmeyin. Proteinli besinleri tüketmeniz çok önemli. Yemeğinize ilk proteinleri yiyerek başlayın (yumurta, peynir, yoğurt, kıyma, tavuk gibi) Yeme...

RAMAZANDA TATLIYI NE ZAMAN VE NASIL YİYELİM?

İftar sofrasının bir köşesinde tatlının yeri hep hazırdır. Gün içinde düşen şekeri dengeleyebilmek için vücudunuz, beyniniz kısacası bütün hücreleriniz size “tatlı ye!” komutu verir. Daha yemeği bitirir bitirmez tatlıya geçiyorsanız aman dikkat! Tatlının yeri ve zamanı vardır.  İftarda özellikle sakin sakin yemek yenilmesini tavsiye ediyorum. Orucumuzu açtıktan sonra 10-15 dakikalık bir mola verip ardından ana yemeğe geçmeliyiz. Ana yemeğimizi de sakince bitirip bol sıvı tüketmeliyiz. Mideden doyma sinyallerinin beynimize ulaşması en az 15 dakika sürer. Eğer siz bütün yemeğinizi 10 dakika içinde yiyip bitiriyorsanız yemekten tatmin olmanız çok zordur. Eğer yemek sürenizi 15 dakikanın üzerine molalar, dinlenmeler ile çıkarabilirseniz hem daha az besin tüketerek doyacaksınız, hem de mide şikayetleri yaşamayacaksınız.  İftar sofrasında meyve ve tatlı olmamalı! İftarınızı bitirdikten sonra vücudunuza, midenize en az 1 saat vakit tanımalısınız. Bu esnada kan şekeriniz düzelecek, m...

SAÇ DÖKÜLMESİNDE BESİNSEL NEDENLER

Saç dökülmesi bayanları da bayları da yakından ilgilendiren bir konu. Saç uzmanlarının söylemi günde 100 tel saçın dökülmesinin normal olduğu. Ancak saçların seyrekleşmeye başlaması, günde 100 telden daha fazla   telin dökülesi, saçın incelmesi doğal bir durum değil. Stres, yetersiz saç bakımı, kullanılan saç ürünlerinin uygunsuz oluşu saç dökülmesinde etken. Ancak beslenme de en az bu saydıklarım kadar saç sağlığında önemlidir. Saç, kaş,kirpik sağlığı denildiği zaman aklımıza gelmesi gereken belli başlı besin maddeleri var. Bunları şöyle sıralayabiliriz; ·          DEMİR Demir, en çok kırmızı et, ciğer, yumurta sarısı, hindi ve tavuk eti, pekmez ve kuru baklagillerde bulunan yaşamsal bir mineral. Bu mineralin eksikliği ne yazık ki ülkemizde her 2 kadından 1’inde görülüyor. Demir yetersizliği veya kansızlık durumunda saç, kirpik ve kaşlarımız bu durumdan hemen etkileniyor. Son zamanlarda yaşadığınız halsizlik, yorgunluk, uyku hali, şiddetlen...