Ana içeriğe atla

ŞEKERSİZ TATLILAR YAPMAYI DENEYİN




Şekerli tada karşı düşkünlüğümüz daha annemizin karnındayken başlar. Hamile anneler tatlı bir şeyler yediğinde karnındaki bebek daha fazla yutkunmaya, sıvıya geçen şeker tadını daha fazla almaya çalışır. Doğduğumuzda tatlıyı reddetmeyiz. Yavaş yavaş tatlıya karşı bağımlılığımız artar. Sonra bir bakmışız tatlısız yapamaz olmuşuz. Sofra şekeri vücudumuz tarafından ihtiyaç duyulmayan boş enerji kaynağı bir maddedir. Ona karşı duyulan istek tamamen alışkanlıktandır. Oldukça sağlıksızdır ve ne kadar az tüketilirse o kadar iyidir. Ama bazen maalesef ki şekeri hayatımızdan çıkarmak sanıldığı kadar kolay olmaz. Canımız aş erircesine şeker çeker. Bende böyle durumlarda tatlı krizimizi atlatacak masum alternatiflerin tüketilmesi taraftarıyım.
·         Şeker yerine kuru meyveler, tarçın, biraz bal veya pekmez kullanılabilir.
·         Un tercihinizi her daim tam buğday unu veya yulaf unu, yulaf kepeği, kepekli un gibi unlardan yana kullanmalısınız.
·         Tatlandırıcılardan destek alın. Özellikle doğal tatlandırıcı olan steviayı deneyebilirisiniz.
·     Kek yaparken hamurunda portakal suyu, şeftali suyu gibi tatlı meyve suları kullanmaya çalışın.
·         Hurma ve kuru kayısıyı ılık suda bekletip yumuşatın. Ardından rondodan geçirip hamurunuza ekleyin. Şeker tadını fazlası ile verecektir.
·         Kekinizi pişirdikten sonra üzerine sulandırılmış pekmezi dökerek kekinizin emmesini bekleyin. Bu sayede dışı ıslak keke benzer  şekersiz bir atıştırmalık elde etmiş olacaksınız.
Bu ve bunlara benzer alternatifler geliştirerek mutfağınızda uygulamaya çalışın. Bu sayede şekersiz ve daha sağlıklı bir hayata merhaba demiş olacaksınız. Çocuklarınızı ve sevdiklerinizi şeker gibi sağlıksız bir madde ile karşılaştırmayınız. Bu konu sağlam bir vücut ve sağlıklı bir gelecek için son derece önemlidir.
Dyt. Başak Kefeli

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

MİDE AMELİYATI SONRASI BESLENME TAVSİYELERİ (DUMPİNG DİYETİ)

Midenin bir bölümün veya tamamının çıkarıldığı ameliyatlar sonrasında yiyecekler tüketildiği gibi ince bağırsağa geçiş yapar. Bu durum hastalarda bazı şikayetlere sebebiyet verir. Karın ağrısı, dolgunluk hissi, bulantı, kusma, sıcaklık hissi, terleme, yorgunluk, halsizlik, yüzde kızarıklık, çarpıntı, ishal, hipertansiyon, kan şekerinde ani yükselme gibi şikayetler yaşanması oldukça normaldir. Bu rahatsızlıklar ameliyatı takiben 2-5 yıl kadar sürebilir. Ancak bu süreci daha konforlu geçirmek için beslenmenizde dikkat etmenizi önerdiğim önemli noktalar vardır.  Öğünlerinizi küçük miktarlara bölerek ve yayarak tüketin. 3 ana 3-4 ara öğün tüketmek iyi gelecektir. En önemli kural çok iyi çiğnemektir. Ağzınıza aldığınız lokmayı 20-25 kere çiğneyin. Ağzınızda iyice erisin. Oldukça yavaş yemek yemeğe çalışın.   Şeker ve şekerli besinleri tüketmeyin. Proteinli besinleri tüketmeniz çok önemli. Yemeğinize ilk proteinleri yiyerek başlayın (yumurta, peynir, yoğurt, kıyma, tavuk gibi) Yeme...

RAMAZANDA TATLIYI NE ZAMAN VE NASIL YİYELİM?

İftar sofrasının bir köşesinde tatlının yeri hep hazırdır. Gün içinde düşen şekeri dengeleyebilmek için vücudunuz, beyniniz kısacası bütün hücreleriniz size “tatlı ye!” komutu verir. Daha yemeği bitirir bitirmez tatlıya geçiyorsanız aman dikkat! Tatlının yeri ve zamanı vardır.  İftarda özellikle sakin sakin yemek yenilmesini tavsiye ediyorum. Orucumuzu açtıktan sonra 10-15 dakikalık bir mola verip ardından ana yemeğe geçmeliyiz. Ana yemeğimizi de sakince bitirip bol sıvı tüketmeliyiz. Mideden doyma sinyallerinin beynimize ulaşması en az 15 dakika sürer. Eğer siz bütün yemeğinizi 10 dakika içinde yiyip bitiriyorsanız yemekten tatmin olmanız çok zordur. Eğer yemek sürenizi 15 dakikanın üzerine molalar, dinlenmeler ile çıkarabilirseniz hem daha az besin tüketerek doyacaksınız, hem de mide şikayetleri yaşamayacaksınız.  İftar sofrasında meyve ve tatlı olmamalı! İftarınızı bitirdikten sonra vücudunuza, midenize en az 1 saat vakit tanımalısınız. Bu esnada kan şekeriniz düzelecek, m...

SAÇ DÖKÜLMESİNDE BESİNSEL NEDENLER

Saç dökülmesi bayanları da bayları da yakından ilgilendiren bir konu. Saç uzmanlarının söylemi günde 100 tel saçın dökülmesinin normal olduğu. Ancak saçların seyrekleşmeye başlaması, günde 100 telden daha fazla   telin dökülesi, saçın incelmesi doğal bir durum değil. Stres, yetersiz saç bakımı, kullanılan saç ürünlerinin uygunsuz oluşu saç dökülmesinde etken. Ancak beslenme de en az bu saydıklarım kadar saç sağlığında önemlidir. Saç, kaş,kirpik sağlığı denildiği zaman aklımıza gelmesi gereken belli başlı besin maddeleri var. Bunları şöyle sıralayabiliriz; ·          DEMİR Demir, en çok kırmızı et, ciğer, yumurta sarısı, hindi ve tavuk eti, pekmez ve kuru baklagillerde bulunan yaşamsal bir mineral. Bu mineralin eksikliği ne yazık ki ülkemizde her 2 kadından 1’inde görülüyor. Demir yetersizliği veya kansızlık durumunda saç, kirpik ve kaşlarımız bu durumdan hemen etkileniyor. Son zamanlarda yaşadığınız halsizlik, yorgunluk, uyku hali, şiddetlen...