Çay milli içeceğimiz bunda hemfikiriz. Bende bir çay kolik olarak hiçbir hastama çay içmeyi yasaklamıyorum. Ama konu şeker olunca duruşum net, fikrim sabit : ÇAYA ŞEKER ATILMAZ! İster ev hanımı olsun, ister çalışan biri, öğrenci, öğretmen, gezen, oturan hiç fark etmez. Herkes çay içmeyi seviyor. Bizi dinginleştiriyor, mutlu ediyor. Çalışırken bir nefes aldırıyor. Yanına da hoş sohbet bir arkadaş bulduk mu daha ne isteriz. Yani kısaca çay ile bir derdimiz yok. Benim bütün derdim o minik şekerlerle. Çayı şekerli içmeyi seven hastalarımda ilk iş kolları sıvayıp şekersiz çay içmeye alıştırmak oluyor. 1 hafta boyunca gelen çayların yanındaki şekerleri biriktiriyoruz. Haftanın onunda bir bakıyoruz ki şekerden bir dağ oluşmuş. Ne acı değil mi? Peki çayı şekersiz içmeyi nasıl başarıcaz, bunun yöntemi var mıdır diye sorular duyuyorum. Şöyle anlatayım: dilimizin üzerinde minik minik tat algaçları mevcut. Bu algaçların bir hafızası var. Yılların vermiş olduğu alışkanlık...